Moral Fm Dinle

İSLAM VE HAKİKAT





İSLAM VE BİLİMSEL HAKİKAT

FORUM DÜNYA VE İSLAMİ HAYAT 2010 İSTANBUL

HÜSEYİN FIRAT DAĞOĞLU


Selamün aleyküm aleyküm kardeşlerim
İlim ve İslam bağlantısı ile ilgili 
bir kaç anektod aktarmak istiyorum
Önce aşağıdaki yazıyı okuyalım
sonra konumuza devam edelim

İLİM MÜSLÜMANIN YİTİK MALIDIR

http://www.mumineforum.com/misafir-soru-cevaplari/50827-ilim-muminin-yitik-malidir-nerede-bulursa-alsin-ne-demektir.html

İslam dini, ilme ve ilim adamlarına olması gerekenin
en iyi şekliyle değer vermiş ilme giden meşru yolları 
açık tutmuştur. 
Beşikten mezara kadar ilim öğrenmeyi 
emreden dinimiz Müslümanların
daima ilimle iç içe olmasını istemiştir.
Yüce dinimiz İslam, ilim öğrenmek ve öğretmeyi 
ibadet kabul etmiştir. 
Kur’an-ı Kerimde, Allah (cc)’ın ilk emri “Oku”(1) olmuştur
İlimle alakalı olarak muhtelif ayetlerde de şöyle buyrulmuştur
“ Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu ?”(2)
“ Allah, içinizden inananları ve kendilerine
ilim verilenlerin derecelerini yükseltir”(3).
“Allah’a karşı kulları içinde ancak alim 
olanlar derin saygı duyar”.(4) “Hikmet ve ilim ile daima
Rabbinin yoluna çağır”.(5) Daima ilme teşvik eden 
sevgili Peygamberimiz (sav)’de şöyle buyurmuşlardır:
“İlim mü’minin yitik malıdır. 
Onu nerede bulursa alsın.”(6)
“İlim tahsil etmek kadın-erkek her
müslümana farzdır.”(7) “Alimler
peygamberlerin varisleridir”.(8) “Mahşerde alimlerin mürekkebi
şehitlerin kanlarıyla muvazene edilir (tartılır)
.”(9) “İlim talep etmek için yola çıkan kimse
dönünceye kadar Allah yolundadır.’’(10)
Hadis-i Şeriflerinde bu şekilde buyuran 
Peygamber (sav)’ın, mescidinde suffe oluşturması
Bedir Savaşında esir alınan esirlerin, bırakılmalarının 
10 müslümana okuma yazma öğretme şartına bağlanması 
Peygamber (sav)’ın ilme verdiği değerin açık ifadesidir.
Hulefa-i Raşidin döneminde de ilme önem verilmiştir.
Kur’an, Hz. Ebubekir zamanında mushaf haline getirtilmiş
Hz. Ömer döneminde ilim tahsil edenlerin ihtiyaçları karşılanmış, 
Hz. Osman devrinde Kur’an çoğaltılarak 
diğer İslam beldelerine gönderilmiştir. 
Hz. Ali bizzat ilimle meşgul olmuş ve
“Bana bir harf öğreten beni kendisine köle yapar”
ifadesiyle ilme verdiği önemi ortaya koymuştur. 
Daha sonraki dönemlerde de müslümanlar
ilimle iç içe olmuşlardır. Endülüs’te yetişen alimler
Selçuklu ve özellikle Osmanlı döneminde camilerin 
külliye şeklinde yapılışı müslümanların ve şanlı ecdadımızın
ilme ve ilim adamlarına verdiği ehemmiyeti ortaya koymaktadır.
Bugün bize düşen
ilmin sınırı ve öğrenmenin yaşı olmayacağı şuuruyla
kadın-erkek hepimiz ilimle meşgul olmalıyız 
ve insanımızı ilme teşvik etmeliyiz. 
Böyle yaptığımız taktirde, imanlı ve erdemli bir nesil
meydana getirmiş oluruz.
Bununla beraber diğer müsbet ilimler de de 
Müslümanlar,olmaları gerekli olan yeri almalıdırlar. 
Allah (cc)’ın ilk emri “oku” iken bizim en son yaptığımız iş 
okumak olmamalıdır.


Kaynaklar: 
1 Alak ,1
2 Zümer, 9
3 Mücadele,11
4 Fatır ,28
5 Nahl,125 
6 Tirmizi,İlim,19-2688
7 Mukaddime,15-11-1395
8 Buhari,10 
9 Cami’ul- Beyan,ilim,33
10 Tirmizi,4080


Evet sevgili Müslüman kardeşlerim
peki madem " İlim Müslümanın yitik malıdır "
Ve bu Hadis-i şeriftir ve sahihtir
Peki müslümanların bilim ve teknolojiyle 
uğraşmayarak 
herşeyi hazırdan Siyonistlerden satın alması
Ve her satın alınan ürün ile 
ve ödenen her kuruş para ile
Siyonistlerin 
Müslümanlara sıktığı her bir merminin
parasını bizzat kendileri ödeyerek
Müslümanları ve islamiyeti
zarardan nasıl koruyacaklardır
Dünyayı idare eden Siyonist mekanizmalar
Bilim ve teknoloji üreterek
Dünyanın egemenliğini ve 
kendilerini ayakta tutmaktadırlar
Hem müslümanları sömürmektedirler
Hemde islamiyetin hükümranlık devrine ulaşmasına
ve gelişmesine 
Engel olmaktadırlar
Bunu yaparken fazla çaba harcamalarına gerek yoktur
Müslümanlar bilerek yada bilmeyerek
kendi elleriyle 
İslamın gelişmesine engel olmaktadırlar
İslamiyetin gelişmesindeki en büyük engel 
Müslümanların kendileridir
bakınız müslümanların kullandığı ürünlere
içtiği meyve suyundan
kullandığı otomobile kadar 
herşeyi siyonist ve onların destekçilerinden 
tedarik etmektedirler
Kuran-ı Kerimi basan matba makinesinden tutunda
hastalandığı zaman eczaneden satın aldığı ilaca kadar
Kullandığı herşey 
siyonistlerin veya onların destekçilerinin ürünüdür
veya onlardan alınan parçaların montesinden ibarettir
satın almakla veya montajla ilimin ne ilgisi vardır 
sadece Din ve İman Allahın kurallar bütünü değildirki
Matematik kimya fizik astronomi bunların tümü 
zaten Allahın var ettiği ve bu kuralları açığa çıkaranlara
fayda verdiği kurallardır
Bu kurallarıda açığa çıkarmak ilimledir
ve bu kuralları ilimle ortaya çıkaranlar
diğerlerinden her bakımdan üstün konumdadırlar
Üstünlük elbette takvadadır
peki Müslümanlarda takvamı eksildi 
Takvayı elde etme metodu Allaha yakınlıktadır
Bu neyle olur 
Allaha yakın olmak içinde Allahın var ettiği 
her türlü kurallara tabi olup 
Allahın Hem din hemde bilim ile ilgili kurallarına
tabi olmakla olmak ve uygulamakla olur
Bunun için imanmı gerekir çabamı gerekir
emekmi gerekir yada duamı gerekir
Elbette emek ve dua gerekir
çalışmak ve çabalamak gerekir
Siyonistler aslında muharref tevratın
emirlerine göre elbette çalışıyorlar
duada ediyorlar 
dinlerinin gereği olarakta 
müslümanlara hayat hakkı tanımayacaklardır
bu onlara göre dinlerinin emridir
müslümanlar çalışmıyorlar çabalamıyorlar üretmiyorlar 
ve her türlü ürünü satın alıyorlar
bunun adınada ilimi almak diyorlar
ilim almak demek üretilmiş ürünü satın almak değildir
ilim almak demek parçaları satın alıp monte etmek değildir
ilim almak o ürünün üretilmesindeki teknolojiyi almaktır
ve ilim demek
alınan o teknolojiyi geliştirip
o satın alınabilecek üründen daha kalitelisini üretmek 
ve önce müslümanların daha sonrada 
tüm insanlığın kullanımına ve faydasına sunmaktır
müslümanın görevi budur
Anlatılan bir kıssa vardır onu aşağıya alıntıladım 
kıssayı okuyalım ve konumuza devam edelim inşallah

HZ. MUSA AS VE NİL HADİSESİ

Hz.Musa as. Allahın peygamberidir
Ve Allahın dinini ve buyruklarını 
Peygamberliğinin gereği olarak 
tebliğ etmektedir 
Firavun ise Hz.Musa as.ın Peygamberliğini
Ve Allahın varlığını birliğini ve üstünlüğünü
kabul etmemektedir
Firavun kendini herkesten ve herşeyden üstün saymaktadır
Ve her fırsatta Hz.Musa as. a karşı
kendi üstünlüğünü ispat çabasındadır
Bunu yaparken akla hayale gelmeyecek planlar içindedir
Bir gün öyle bir hadise olurki
Hz.Musa as. Allahın varlığını büyüklüğünü
ve üstünlüğünü ispat için
halkın huzurunda Firavun ile iddiaya tutuşur
Hz.Musa as buyururki : " Benim Rabbim
( yücedir ve üstündür ) Nil nehriyle Mısıra hayat verir "
buyurur
Firavun ise bu söze karşılık
" Ben istersem Nili ters ( akıtırım ) çeviririm " der
Hz.Musa a.s ise " Hadi o zaman göster " diye buyurur
Firavun ise bunu ispatlayacağını 
ancak kendine süre vermesini ister
Hz.Musa as düşünür ve nasıl olsa sürede olsa
ne yapılırsa yapılsın Firavunun Nili ters akıtamayacağını
Bunu yapacak olsa bile Allah c.c ın mutlak Peygamberinin 
yanında olacağından buna izin vermeyeceğini düşünerek
Firavuna istediği süreyi verir 
ve yarın aynı yerde buluşarak Firavunun ispatını yapması 
gerektiğini söyleyerek oradan ayrılır
Hz.Musa as neticede Allah c.c ın Peygamberidir
Ve her buyruğu mutlak Allah c.c ın emrini ve buyruğunu
İnsanlığa iletmek içindir 
Hz.Musa as Yaradanın buyruğunu dile getirmenin huzuruyla 
eve gider ve istirahate çekilir
Hz.Musa as ertesi gün Nil nehrinin Firavunun istediği yöne 
mümkün değil akmayacağını düşündüğünden
içi rahat bir şekilde uykuya dalar
Firavun ise uyumaz ve düşünmektedir 
Çünkü bir iddiaya girmiştir
ve iddianın ispatı olmazsa yalancı olacaktır
Ve halkının gözünde küçük duruma düşecektir
itibarı ve inandırıcılığı kalmayacaktır
üstünlüğü kalmayacaktır
Firavun bütün gece uyumaz 
ve aslında inanmadığı Hz.Musa as ın Rabbine 
bütün gece boyunca uyumadan dua eder
Sabah olur ve iddiaya girilen Nil nehri kenarına 
Firavun ile Hz.Musa as ve halk birlikte gelirler
Hz.Musa as Firavundan Nili ters akıtabilirim 
iddiasının ispatını ister 
Ve o sırada Nil nehri 
Firavunun iddia ettiği yöne doğru ters akmaya başlar
Hz.Musa as şaşırır ve Allah c.c hazretlerine 
" Rabbim ben senin söylemediğin birşeyi söylemedim 
neden böyle irade buyurdun" diye buyurarak
aslında neden kendi Peygamberinin 
yine Allah c.c hakkı için 
dediğinden farklı bir irade buyurduğunu 
yada bu şekilde irade buyurarak 
neden kendi Peygamberinin dediğinin doğru olduğu halde
sanki yalan söylemiş gibi bir hale soktuğunu Rabbine sorar
Allah c.c ise " Ey Hz. Musa as 
Elbette senin söyledigin dogruydu
Ama sen ( bütün gece ) uyurken o ( Firavun ) dua etti
Ben, herkesin Rabbiyim
Herkesin duasına cevap veririm
Allah, o kadar adildirki
Kendisine ibadet edenede
Etmeyenede
Tapanada, tapmayanada, duası karşılıgında yardım eder " buyurdu

Evet sevgili Müslüman kardeşlerim 
Bu kıssadan alınacak çok ders var
Bu kıssada olay sadece dua değil 
Dua ile birlikte uykusuz kalınarak verilen emektir
Allah c.c adaleti gereği 
Emek verip çalışanların emeklerini zayi etmez
Firavun ve Nil hadisesinden çıkaracağımız nihai sonuç ise
Siyonistte olsa Yahudide olsa 
İnançsızda olsa eğer emek veriyorsa
Bu emeklerinin karşılığının
Allah c.c tarafından zayi edilmeyeceğidir
Bu yüzden üzülerek şunu ifade etmeliyizki
Müslümanlar çalışmıyorlar 
üretmiyorlar 
ve eğer belki ediyorlarsa Rablerine dua ediyorlar
Ancak çalışmadan üretmeden emek harcamadan
Eğerki sadece dua ile siyonistlerin çemberinden 
kurtulabileceklerini sanıyorlarsa yanılıyorlar
Çünkü Okyanusta yolalan Nükleer uçak gemisinin 
yakıtı uranyum ise ve uranyumun parçalanması ile
açığa çıkan enerjiyle gemi yol alıyorsa
ve uçak gemisinden atılan roket 
Müslümanların sahilini vuruyorsa
Ve bütün bunların arkasında emek ve çaba sarf edilerek
elde edilen bilim ve teknoloji denilen
Yine Allahın verdiği akıl ile geliştirilen
Yine Allahın var ettiği Matematik fizik kimya 
oşinografi gibi 
Allahın kuralları denilen ilim dalları varsa
Ve müslümanlar bu Allahın kurallarından habersizse
ve atılan rokete karşı 
Allahın verdiği akılla karşıt roket üretip atmayıp
edilen dua ile roketin denize düşeceğini düşünüyorlarsa
üzülerek söyleyelimki Allahın adaleti gereği 
Müslümanlar çabalamadıkları ve emek harcamadıkları için 
Atılan roket Müslümanların bedenlerini parçalayacaktır
Ve mutlak buda Allahın kudreti ve adaleti gereğidir
Bazı kardeşlerim şimdi diyecekler
" İlla roket satın alıp karşı tarafamı atacağız
İslam sevgi ve barış dinidir 
bu savaş çığırtkanlığı dinimize ve merhametimize yakışıyormu  "
diyecekler
Hayır kardeşim amacımız karşı taraf ile savaşmak değildir
Amaç karşı tarafın savaştan vaz geçmesini sağlamaktır
Bununda yolu roket atmasını engellemektir
Bunun yoluda roket satın alıp atmak değildir
Hayır kardeşlerim yapılacak şey şudur
ben roket satın alın ve karşıya atın demiyorum 
roket satın almak yerine ve savaşmak yerine 
önce roket satın almaktan vaz geçeceksin 
ve roketi üretecek teknolojiyi kendin geliştireceksin
ve daha kalitelisini üreteceksinki
karşıdaki kendi roketinin etkisizliğini ve 
müslümanın ürettiği roketin üstünlüğü görünce
zaten roket atmaktan vaz geçecektir 
Çünkü onlar Hakkı değil Kuvveti üstün tutarlar
Ver sizin roketiniz daha kuvvetliyse 
karşı tarafta ise zaten iman olmadığı için
kuvvetsiz roketiyle size ateş açmayacaktır 
yoksa zaten karşının attığı roket müslümanı vurdukça
ve daha etkilisini müslümanlar yerine 
başkaları yaptıkça 
müslümanlar roketlerin hedefi olmaya
ve parçalanmaya devam edecektir
Siyonistlerin roket üretmesinede gerek yok zaten 
Müslümanlar bilim ve teknolojiyle uğraşmıyorlar
sadece yaptıkları mezhep tarikat ve cemaat kavgasıyla 
asırlardır birbirlerini eziyorlar
Müslümanlar birbirini ezmekle meşgulken
Siyonistlerin gülüp eğlenmeye elbette hakkı vardır
Buda Allahın adaleti gereğidir
Müslümanlar eğer yaşamayı Hak ediyorsa Rabbim yaşatır
Hak etmiyorsa Rabbimin adaleti gereği yaşayamaz ve ezilir 
Bazen elbette Hak olan Batılın eliyle verilebilir
Batılda veya zalimde 
mutlak bazen Allahın kırbacı olabilir 
İşte kırbaçta doğru yola erişmek için uyarıdır
konumuzun başlığı " İslam ve Bilimsel Hakikat " değilmiydi
İşte sizlere bazı hakikatleri söyledik 
Neticede dünyada şu an ezilenlerde sömürülenlerde müslümanlardır
Bizlerde müslümanız neticede
peki müslümanların müslümanlara olan düşmanlıklarından vaz geçmedikçe
nasıl selamete çıkarız sanıyorsunuz
ve müslümanları müslümanlara düşman edenlerin
nasıl bunu yaptıklarını düşünüyorsunuz
eğitim bilgi ve teknolojiyle tabiki 
müslümanlarda eğitim bilgi ve teknoloji olmadığı sürece
bu şekilde cehalet içinde oldukları sürece
daha çok mezhepler tarikatler ve cemaatlerle birbirlerini katledip
Arka planda olan ve gelişen dünyayı takip edemezler tabiki 
Bu öyle bilgisayar kullanmayı öğrenip
Tıp dilini İngilizce olarak kabul etmeklede olmaz 
bilgisayarı üretecek teknoloji yoksa
her müslümanın eline bir laptop vererek
" İlim Müslümanın yitik malıdır " diyerek
bilgisayar kullanmayı teşvik ilede gelişmişlik olmaz
ancak bilgisayar üreten siyonistlerin güçlenmesine yarar sağlamış olursunuz
Bazı kardeşlerimde şunu söylüyorlar
" Biz tarım ülkesiyiz
Bilimsel ve teknolojik ürünler yada ağır sanayi ülkesi değiliz " diyorlar
peki o yüzdenmi tarlalarımızda tohumu israilden gelen
Mikadose domatesi
Washington Portakalı
Starking elması 
Napolyon kirazı
ve Amerikan pirinci yetiştiriyoruz 
ve 1 kamyon patates tarladan kilosu 50 kuruştan tüccara satıldığı söyleniyor
ve 2000 kg 1 kamyon patates üretip
karşılığında 1 adet Amerikan malı İphone marka akıllı Cep telefonu zor satın alabiliyoruz
Maliye Bakanlığının bir tesbiti var bu konuda 
1400 kg 1 kamyon Domates üreteceksiniz
ve karşılığında 1 adet İPad ancak satın alabiliyorsunuz
veya 27 Tır Kamyonu mermer blok karşılığı
1 adet tomografi cihazı zor satın alabiliyorsunuz
http://www.taraf.com.tr/haber-simsek-27-tir-mermer-bir-tomografi-cihazi-etmiyor-150755/
eğer mermer çıkarmak için harcanan iş gücünü 
ve çabayı bilmiyorsanız
ve patatesin tarlada ne zahmetlerle üretildiğini bilmiyorsanız
dikimi ayrı zahmet gübresi ayrı zahmet 
çapası ayrı zahmet 
ve aylarca çalış ve karşılığı 1 kamyon 2000 kg patatese 
1 adet Amerikan malı İphone marka akıllı cep telefonu zor alıyorsanız
artık söyleyecek sözüm yok size kardeşlerim
Allah yardımcımız olsun
selamün aleyküm 


İSLAM VE BİLİMSEL HAKİKAT

FORUM DÜNYA VE İSLAMİ HAYAT 2010 İSTANBUL

HÜSEYİN FIRAT DAĞOĞLU


AKIL VE İSLAMİYETİN KURTULUŞU

FORUM MAVİSİYAHLIK İSTANBUL 2010

SALİH MEHMET REMZİOĞLU


http://www.hatice-kubra.tr.gg


Selamün aleyküm kardeşlerim
Akıl ve İslamiyetin kurtuluşu isimli yazıyı
İslamiyetin yeniden parlak devirlerine geri dönmesine özlem 
Ve müslümanların çilelerden kurtulmasına duyduğumuz hasret için
Kaleme alma ve aklın öneminden bahsetme gereğini duydum 
Osmanlıdan sonra aklın bazı müslümanlar tarafından reddedilmesiyle birlikte 
Aklın hakimiyetinin müslümanların dışındaki güçlere devredilmesiyle birlikte
Yine Allahın verdiği aklı kullanarak dünyaya hakim olmayı başaranların 
İslamiyete ve müslümanlara daha fazla zarar vermesinden korktuğum için  
Daha doğrusu yine müslümanların iyiliği için kaleme aldım
Varsa bir hatamız şimdiden bağışlayınız 
Bizde hatalıyızdır elbette affediniz kardeşlerim
İslamiyetin yücelmesi için çalışan Müslümanları tenzih ederim
Amacımız müslümanları eleştirmek değildir 
Bizlerde müslümanız ve tüm müslümanların çilesini 
Bizlerde müslüman olduğumuz için birlikte çekiyoruz 
Bazı önemli anektodları yazmak istiyorum
Müslümanlar ve islamiyet için yükseliş devirlerini bilirsiniz
Bu dönemler aslında müslümanların Allahın verdiği aklı 
Kullandıkları dönemlerdir 
Peygamberimiz Hz.Muhammed sav Efendimizin 
Devlet adamı olduğu Asr-ı Saadet dönemi bir yükseliş dönemidir
Peygamberimiz Hz.Muhammed sav Efendimiz
Uhud Hendek Bedir Hayber Mute ve Mekkenin fethi savaşlarında
Allahın verdiği aklını kullanmıştır ve İslam için savaşmıştır
Yani Allahın verdiği aklı reddederek
Sadece dua ederek ve herşeyi Allahtan dileyerek 
Allahın yapmasını isteyerek beklememiştir
İslamiyetin yayılması için 
Bilakis hem dua etmiş hemde kendisi çalışmıştır
Emek harcamıştır ve savaşmıştır  
Asrı saadet dönemi işte böyle bir yükseliş dönemidir
Endüsüs Emevi dönemi yine bir yükseliş dönemidir
Osmanlı Devletinin hakim olduğu dönem yine bir yükseliş dönemidir
Kanuni devriyle birlikte yükseliş durmuştur
Abdülhamitin devrilmesiyle ise Osmanlı düşüşe geçmiştir 
Ve Osmanlıdan sonra Müslümanlar ve islamiyet için
Karanlık çağlar yaşanmaya başlanmıştır yükseliş tamamıyla durmuştur
Bunun sebeplerinden biride elbette sudurki
Bazı müslümanların Allahın verdiği aklın gücünü reddetmeleridir
Allahın verdiği aklın önemiyle ilgili bir kaç örnek vermek istiyorum  
Osmanlı aklı sayesinde göçebe bir toplumdan
Büyük bir İmparatorluğa ulaşmıştır 
Oğuzların kayı boyundan Orta-asya bozkırlarından gelerek 
Büyük bir şehir medeniyeti ve dünya devleti kurmuştur
Bu sadece inanç ile değil aklın gücününde büyük etkisi vardır
Bu konuyla ilgili başka bir örnek vermek gerekirse eğer
Şu örneği vererek Allahın verdiği aklın gücünün önemini anlatalım 
Örneğin Hak Din ile batılın mücadelesinin olduğu dönemde  
Hz.İbrahim as Mekkede Kabede putları kırdığında 
Allahın verdiği aklı kullanarak müşriklere haykırmıştır
Kabedeki o dönemdeki putlara inanan gafiller
Putları ilahları yapan ve putları güçlü sayan acizler
Putları kimin kırdığını Hz.İbrahim as'a sorduğunda 
Hz.İbrahim as büyük putu göstermiştir
Putları teker teker kıran Hz.İbrahim as putun birini kırmamıştır
Hz.İbrahim as elindeki baltayı kırmadan bıraktığı 
Büyük putun boynuna asmıştır ve putları bu büyük putun kırdığını
Ve putları kırarken kullandığı baltanında 
Putları kıran büyük putun boynunda asılı kaldığını 
Müşriklere göstermiştir 
Müşrikler ise putların cansız varlıklar olduğunu
Ve büyük putun diğer putları kıracak gücünün var olmadığını 
Putun bunu yapamayacağını söylemişlerdir
Hz.İbrahim as ise bunun üzerine müşriklere
Putların cansız olduğuna ve güçlerinin olmadığına göre
Niye bu cansız ve güçsüz putlara tapındıklarını sormuştur
Müşriklerin verecek mantıklı bir cevabı olmadığı için
Hz.İbrahim as'ın yanından uzaklaşmışlardır
Ve Hz.İbrahim as' dan putları kırmasının sözde hesabını soramamışlardır
Hz.İbrahim as işte burada Allahın verdiği aklını kullanmıştır 
Akıl hem Hz.İbrahim as'ın hayatını kurtarmıştır 
Hemde Allahın yüce dininin yayılmasını kolaylaştırmıştır 
Aklın kullanılmasının önemiyle ilgili 
Milyonlarca örnek verilebilir 
Örneğin Fatih Sultan Mehned Han İstanbulu fethederken
Yine Allahın verdiği aklını kullanmıştır ve Şahin toplarını döktürmüştür
O dönemdeki Bizansın kalelerini bu Şahin toplarıyla yıkmıştır
Allahın verdiği aklını kullanmayan bir müslümanın 
Dünyada varlığını koruyabilmesi ve dinini yaşayabilmesi 
Ve islamiyete sahip çıkabilmesi ve dinini yüceltebilmesi bazen zordur
Allahın verdiği akıl olmadan vahyinde anlaşılması mümkün değildir
Akıl baliğ olmayan kişiye namazın farz olmamasının nedenide budur 
Bazı müslümanların dünya ile bağlantısı sadece yemek içmektir
Ve kılıyorsa namazını kılmak ve evliyse eşiyle cinsel yönden ilgilenmektir
Kısacası bazı müslümanların dünyası sadece bunlardan ibarettir
Ancak bu doneleri ormandaki ağaçlar veya hayvanlar
Daha genel olarak düşünülürse yaradanın yarattığı tüm canlılar kullanıyor 
Her türlü bitki veya hayvan türü bütün yaradılan mahlukat
Zaten kendi lisanlarıyla Allahı zikrederler ve yerler içerler elbette
Ve onlarında kendilerine göre elbette çoğalmaları için eşleride vardır
Fakat çiçeklerin aklından ve çiçeklerdeki aklın tezahürü bilimden söz edemeyiz
Çiçek veya hayvanın yaşayışını aklına fikrine bağlayamayız
Çiçek veya hayvanın aklı ile ürettiği bilim ile teknoloji ile hayattadır diyemeyiz
O halde demekki akıl denilen meleke 
Yaradılanların en şereflisi eşref-i mahluk olan insanlara kullanması için verilmiştir
Ve gerektiğinde insan Allahın kendisine verdiği aklı kullanarak
Çiçeklere veya hayvanlara veya tüm dünyanın geneline hükmetmektedirler
Fakat malesef akıl ve onun tezahürü bilim ve teknoloji ile bazı müslümanlar ilgilenmemektedirler
Aklı ile bazı yapabilecekleri şeyleri yapmaktan vaz geçmişlerdir
Yapanlardan hazır ürün olarak satın almaktadırlar 
Veya parçalar halinde satın alıp monte etmeye çalışmaktadırlar
Yaşantılarını idame ettirmekte kullandıkları her türlü ürünü satın aldıkları içinde
Elbette herşeyi satın aldıkları gibi  
Aklınıda eşyayı üretenlerden mecburen satın almak zorunda kalmaktadırlar 
Elbette Allahın verdiği aklı kullanarak üretenler çalışanlar emek harcayanlar
Yine Allahın verdiği aklı kullanarak bilim ve teknolojide ilerleyenler
Dünyaya Allahın verdiği akıl ile hükmetmektedirler
Bunun sonucu olarakta müslümanlar aklı reddettiği için
Aklını kullananlara mağlup olmaktadırlar
Ve müslümanlar hiç bir konuda çaba ve emek sarf etmeden
Herşeyi kendilerinin değil , sadece Allahın yapmasını istemektedirler
Dua ederek Allahtan kendilerine hazır halde indirilmesini istemektedirler
Zereden kürreye herşeyde bazı müslümanlar bu beklenti içindedirler
Aklını kullananların insanlara verdiği zararlardanda 
Akıl kullanılarak kurtulmak yerine sadece dua ile kurtulmaya çalışmaktadırlar
Fakat Allah neticede insanlara aklı kullanılması için vermiştir
Ve Allah verdiği aklı kullanarak çalışana üretene ve emek harcayana yardım eder
Ve insanlara her türlü doneyi ancak vesilelerle teslim eder
Bu vesilelerde nesneler veya verdiği aklın tezahürü olarak bilim ve teknoloji iledir
Bunuda yine insanın eliyle yine insanların vesilesiyle ulaştırır 
Allah yukarıdan elini uzatarak mamul halde maddeyi insanlara teslim etmez 
Allah c.c insanlarla direkt muhatap olmaz 
Mutlaka arada aracılar ve vesileler vardır
Bu inanç sahasındada böyledir veya nazariyattada böyledir 
Peygamberimize Kuranı kerim vahiy yoluyla Cebrail as vasıtasıyla gelmiştir
Kuran burada bir vesile olduğu gibi 
Aynı şekilde Cebrail as 'da bir vesiledir 
Kuran-ı kerim bir kitap olarak matbaada basılmış olarak gökten gelmemiştir
Bu hakikatlerin algılanabilmesi içinde 
Mutlaka Allahın verdiği aklın kullanılması gerekmektedir 
İslamiyete ait bir hükmün elde edilmesi içinde akıl gerekmektedir
Hüküm dört temel üzerine kuruluyor Kuran - Sünnet - İcma ve Kıyas
Burada hakikate ulaşmak için 
Yine Allahın verdiği aklın kullanılması gerekmektedir
Nazariyatta aynı şey gereklidir yine Allahın verdiği aklın kullanılması gerekmektedir
Allahın verdiği aklı kullananlar dünyada söz sahibi olmuşlardır
Ve dünyaya insanlara ve müslümanlara hükmetmektedirler
Bazı müslümanlar ise şiddetle aklın varlığını reddederek
Allahın verdiği aklı kullanmayı reddederek
Bu sarmaldan çıkmak için akıl dışında yollar keşfetmeyi deneyerek
Çalışmadan üretmeden emek harcamadan 
Batıla galip gelmesi için Allahın yukarıdan elini uzatarak 
Ve Allahın vesileler kullanmadan bu sarmalı çözmesini beklemektedirler
Allah c.c mutlaka bu sarmalı çözer ve herşeyi çözecek kudreti vardır
Ancak Allah c.c bunu çözerkende nasıl çözdüğünü 
Yine insanların anlayabilmesini nasip edecekse eğer 
Yine insanlar Allahın verdiği aklı kullanmalarıyla anlayabilirler
Çünkü insan aklı cüzzidir ve cüzzi aklını kullanarak
Külli aklın tezahürlerini yine Allahın verdiği akıl sayesinde anlayabilir
Fakat bazı müslümanlar Allahın verdiği aklı kullanmayı reddettiği için
Ne islamiyeti anlayabiliyor ve yaşayabiliyor nede dünyayı anlayabiliyor 
Nede yaşadığı dünyadaki olumsuzlukların sebebini ve çaresini anlayabiliyor
Hiç bir emeği çabası olmadan herşeyin Allah tarafından üretilmesini istiyor
Allahın verdiği aklı kullanmak yerine 
Sürekli Allahın mucizelerinin tezahürünü bekliyor
Mucizeleri algılamak için ise yine Allahın verdiği aklın kullanılması gerektiğini bilmiyor
Her ne sürci-lisan ettikse affola 
Herşeyi bilen yalnızca Allahtır ve duamız şudurki 
Rabbim bazı müslümanlara Allahın bildirdiklerini anlayacak akıl nasip eyle
Allahın verdiği akılla bunu çözmek için ise
Allahın verdiği aklı kullanmayı nasip eyle 
Selamün aleyküm  

AKIL VE İSLAMİYETİN KURTULUŞU

FORUM MAVİSİYAHLIK İSTANBUL 2010

SALİH MEHMET REMZİOĞLU



Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol